ROSİ Tüpbebek Yöntemi
Erkek kısırlığında yeni bir umut
Evli her 6 çiftten biri çocuk sahibi olmakta sıkıntı yaşamakta ve çare bulabilmek için kliniklere başvurmaktadır. Son yıllarda çocuk sahibi olamayan ailelerde erkek kaynaklı infertilite problemi artmış ve kliniklere başvuran erkek hasta sayısı fazlalaşmaktadır. Erkek kısırlığı oranları artık % 50 civarındadır. Erkek kısırlığı; sperm değerlerinin çocuk sahibi olabilmek için yetersiz kalması durumu olarak özetlenebilir. Sperm sayı, hareket, morfoloji veya diğer parametrelerin bozukluklarında ürolojik/androlojik medikal veya cerrahi tedaviler, üremeye yardımcı tedavi yöntemleri ( aşılama, tüpbebek ) yapılmakta ve problemler çözülebilmektedir.
Azospermi olarak adlandırdığımız menide hiç sperm bulunmaması durumunda bile cerrahi yoldan olgun sperm elde edilerek ( mikrotese ameliyatı ) tüpbebek yöntemi ile % 60 oranında çocuk sahibi olunabilir. Klasik olarak azospermi olan hastalarda cerrahi yoldan olgun spermler elde edilmeye çalışılır ve bu olgun spermler mikroenjeksiyon tüpbebek uygulamasında kullanılır. Bu uygulamalar yıllardır tüpbebek kliniklerin yaptığı ailelerin bir bölümüne çözüm olan başarılı uygulamalardır. Ancak olgun sperm çıkmaması durumunda klasik mikroenjeksiyon tüpbebek işlemleri uygulanamaz. Azospermi hastalarında tecrübeli bir mikrotese ameliyatı ile olgun sperm bulma oranları % 60-70 oranındadır. Azospermi olan bir hastada olgun sperm çıkmadığı zaman sıkıntılar başlar ve sonraki adımların ne olacağı tartışılır. Genellikle bu hastalara gerekli değerlendirmeler sonrası tedaviler uygulanarak 6 aydan kısa süre olmamak üzere belirli bir süre tekrar mikrotese ameliyatı önerilir. Ancak azospermi hastalarının bir kısmının mikrotese ameliyatlarında olgun spermler bulunmamasına rağmen tam olgunlaşmamış spermatid olarak adlandırdığımız sperm öncüleri bulunmaktadır.
Sperm gelişimi ana bir kök hücre spermi ile başlar ( spermatogonia ) ve belirli aşamalardan sonra olgun sperm ( spermatozoa ) olur. Olgun bir spermin bir önceki gelişim aşaması spermatid denilen yuvarlak veya kuyruk oluşumu yeni başlamış ( round, elonge ) sperm formudur. Geçmişte acaba bunları kullanarak gebelik elde edilebilir mi? sorusuna cevap aranmış ve bu formların kullanılması denemiştir. Gebelikler elde edilemeyince bu uygulamalar terk edilmiştir. Ancak son yıllarda teknolojinin ve yeni cihazların gelişimi ile elektrik uygulamalı yapılan çalışmalarda olgunlaşmamış spermlerin kullanımı yeniden gündeme gelmiştir. Gelişmiş tekniklerle olgulaşmamış yuvarlak veya kuyruk oluşumu yeni başlamış ( round, elonge ) spermler tüpbebek uygulamasında kullanılmış ve başarı sağlanmıştır. Olgunlaşmamış sperm olarak round form kullanıldığında tekniğin ismi ROSİ, elonge form kullanıldığında tekniğin ismi ELOSİ olarak adlandırılmaktadır. Özellikle Japonya’ da yürütülen bu çalışmalarda ROSİ Tekniği ile gebelikler elde edilmiştir. Ağustos 2018 de Dr. Tanaka nın Fertility and Sterility dergisindeki yayınlanan yazısında ROSİ tekniği ile gebelikler elde edilip 90 canlı doğum bildirilmiştir. Bu çocukların ortalama 2 yıllık takiplerinde önemli bir hastalık veya gelişimsel bozukluk saptanmadığı belirtilmiştir. Son zamanlarda ülkemizde de uygulanan bu teknikle gebelikler elde edilmeye başlanmış ve canlı doğum bildirilmiştir.
ROSİ/ELOSİ tekniğinde olgunlaşmamış veya gelişimini tamamlayamamış, olgunlaşmaya yakın spermler tüpbebek işlemlerinde kullanılır. Klasik tüpbebek işlemlerinden farklıdır. Burada farklı sperm hazırlama ve olgunlaşmamış sperm elde etme teknikleri uygulanır. Ayıklanmış olgunlaşmamış spermler geliştirilmiş mikroenjeksiyon cihazı ile yumurtalara tek tek yerleştirilir. Mikroenjeksiyon öncesi yumurtalara belirli voltajlarda piezo elektrik uygulaması yapılır. Olgunlaşmaya en yakın spermlerle işlem görmüş ve elektrik ile uyarılmış yumurtalar hazırlanmış özel solüsyonlarda döllenmeleri ve gelişimleri için takibe alınır. Döllenmiş yumurtaların ( embriyo ) takipleri yapılarak en uygun zamanda gelişen embriyo kadın rahmine yerleştirilir.
ROSİ/ELOSİ tüpbebek uygulaması bugün için tüm dünyada kabul görmüş bir yöntem olmamakla beraber gebelik oranları düşük canlı doğumların sayıca az olmasına rağmen tecrübeler henüz yeni sayılır. Olgun sperm çıkmayan azospermi hastalarında başka alternatif kalmadığında uygulanabilecek bir yöntem olarak umut vermektedir. Ancak uygulama öncesi ailelerin ve özellikle erkek faktörünün detaylı değerlendirilmesi, tanısal semen parametrelerinin, genetik analizlerin taranması ve takiplerinin yapılması önemlidir.
Ülkemizde az sayıda da olsa uygulayan merkezlerin, yeni uygulamaya başlayacak kliniklerin tecrübeleri ve geribildirimleri oldukça bu yöntemin yeni sonuçları zamanla daha iyi değerlendirilecektir. Belki ek uygulamalar da yapılarak başarı daha da arttırılabilecektir.
Yorum Gönder