Her Sekiz Kadından Biri Meme Kanseri!

21 Ekim 2017 Cumartesi 11:48
Bu haber 1003 kez okundu

‘1-31 Ekim Meme Kanseri Farkındalık Ayı’ çerçevesinde, Başkent Üniversitesi Adana Dr. Turgut Noyan Uygulama ve Araştırma Hastanesi Radyasyon Onkolojisi Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Cem Önal ve Özel İskenderun Gelişim Hastanesi Tıbbi Onkoloji Uzmanı Doç. Dr. Sadık Muallaoğlu basın mensuplarıyla bir araya gelerek, meme kanserinde erken teşhisin önemine dikkat çekti.

Her Sekiz Kadından Biri Meme Kanseri!

‘1-31 Ekim Meme Kanseri Farkındalık Ayı’ çerçevesinde, Başkent Üniversitesi Adana Dr. Turgut Noyan Uygulama ve Araştırma Hastanesi Radyasyon Onkolojisi Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Cem Önal ve Özel İskenderun Gelişim Hastanesi Tıbbi Onkoloji Uzmanı Doç. Dr. Sadık Muallaoğlu basın mensuplarıyla bir araya gelerek, meme kanserinde erken teşhisin önemine dikkat çekti.
Özel İskenderun Gelişim Hastanesi Konferans Salonu’nda gerçekleşen toplantıda kanserle ilgili çok fazla bilgi kirliliğinin olduğunu ifade eden Prof. Dr. Cem Önal, kanser çeşitleri asında en sık görülenlerin başında gelen meme kanserinin sadece kadınlarda değil, erkeklerde de görülebileceğini ve göz ardı edilmemesi gerektiğini belirtti.
Meme kanserinin görülme sıklığı yüzde 10-12 arasında olup, yaklaşık 8 kadından birinde meme kanseri görüldüğünü belirten Prof. Dr. Cem Önal, “Özellikle halkın bilinçlendirilmesi ve devletimizin yapmış olduğu erken tarama programları ile hastalıklar daha erken evrede görülmektedir. Buna paralel olarak da daha genç hastalarda görülme sıklığı artmıştır. Meme kanserinin sadece kadınlarda değil, erkeklerde de görülme olasılığı vardır. Erkek meme dokusunun az olması nedeniyle, erkek meme kanserleri genellikle daha ileri evrede tanı konmaktadır” ifadesinde bulundu.
‘Hatay’da Yapılmayan Tedaviler Yapılmaya Başlandı
Prof. Dr. Cem Önal, “Şubat ayından itibaren, Özel İskenderun Gelişim Hastanesi ve Başkent Hastanesi ortak işbirliğiyle, yüksek teknolojiye sahip radyoterapi cihazı ve tecrübeli ekibimizle birlikte modern radyoterapi uygulamalarında önemli bir yol kat edildi. Teknolojik olarak bu atılım, kanser tedavisinin olmazsa olmazı radyoterapi kalitesinde önemli bir artışı da beraberinde getirdi. Bu durum hem hasta memnuniyetini arttırdı, hem de ileriki zamanlarda hastanın yaşam süresini arttıran bir faktör oldu. Özellike kanser hastaları tedavi almak için Hatay ilimizden diğer illere gitmektedir. Bu işbirliği ile hastalarımıza yaşadığı yerde kaliteli kanser tedavisi imkanı sağlanmış olup, hastaların ve yakınlarının maddi ve manevi yıpranmalının önüne geçilmeye çalışılmaktadır. Yenilenen Radyoterapi Ünitesi ile Hatay ilimizde daha önce yapılamayan tedaviler de yapılmaya başlanmıştır. Bu uygulanan tedaviler klinik kanıtlara dayalı olup, tecrübeli ekipler ile uygulanmaktadır” açıklamasında bulundu.
‘Meme Kanseri Belirtilerine Dikkat’
Meme kanserinde erken teşhisin, tedavinin başarıya ulaşma şansını arttırdığını belirten Doç. Dr. Sadık Muallaoğlu, “Meme kanserinin tedavisinde yaşanan çığır açan gelişmeler ve artan erken tanı bilinci, meme kanserinden ölüm oranlarını düşürmektedir. En sık belirti memede kitle fark edilmesi olsa da erken tanıda amaç, ele gelmeyen kitleleri saptamaktır. Fazla kilolu ya da obez olmak, yeterli fiziksel aktivite yapmamak, hiç doğum yapmamış ya da ilk doğumunu 30 yaşından sonra yapmış olmak, doğum kontrol hapı ve iğnesi kullanmak, menopoz sonrası hormon tedavisi almak, alkol kullanmak, meme kanserinde yaşam şekliyle ilişkili değiştirilebilecek risk faktörleridir. Kadınlarda erkeklerden 100 kat daha fazla meme kanseri görülmektedir. Yaş arttıkça, meme kanseri riski artmaktadır. Belirli kalıtsal genlere sahip olmak ve birinci derece akrabalarda meme kanseri görülmesi, riski arttırmaktadır. Diğer memede ve aynı memenin diğer bölgelerinde de kanser görülme riskini arttırmaktadır. Yoğun meme dokusuna sahip olmak ve memede iyi huylu oluşumların olması da risk grubunda yer almaktadır. Erken adet görmeye başlamak ve menopoza özellikle 55 yaşından sonra girmek. Göğüse radyoterapi almış olmak, yine risk faktörleri arasında sıralanabilir” dedi.
‘20 Yaşından Sonra Kendi Kendine Muayene Önemli’
Meme kanserinin en sık rastlanan belirtisinin, memede ağrısız, zamanla büyüyen bir yumrunun hissedilmesi olduğunu ifade eden Doç. Dr. Muallaoğlu, “Memede ya da meme ucunda ağrı, meme derisinde kaşıntı ve yanmayla belirgin yangısal durum, meme ucunda çekilmeler, memede portakal kabuğu görünümü, meme derisinde tahriş, tek taraflı meme ucunda akıntı- özellikle kanlı akıntı, koltuk altında yumru, memenin bir kısmında veya tümünde şişlik, memede şekil değişikliği, meme ya da meme ucu derisinde kızarıklık, kabuklaşma, kalınlaşma; memede ele gelen yumru olsa da, olmasa da aşağıdaki belirtiler de meme kanserinde görülebilmektedir. Meme kanserinin taranmasındaki temel amaç;  henüz klinik bulgular ortaya çıkmadan erken evrede iken tespit etmek ve kadınlarda meme kanserine bağlı ölüm hızını düşürmektir. Meme kanseri ileri dönemlere gelene kadar belirti vermeyebilir. Meme kanserine erken dönemde tanı konması, tedavinin başarıya ulaşma ve hayatta kalma şansını arttırmaktadır. Erken teşhiste en önemli faktör, kişinin bu konuda bilinçlenmesidir. 20 yaşından sonra ayda bir kendi kendine, yılda bir doktora meme muayenesi için gidilmeli ve iki yılda bir mamografi çektirilmelidir” dedi.



Yorum Gönder