“Diyabeti kontrol altına alabilirsiniz”
Diyabet hakkında genel bilgiler veren İç Hastalıkları Uzmanı Doç. Dr. Akın Çam, “Diyabet, vücudumuzda pankreas adlı salgı bezinin, yeterli miktarda insülin hormonu üretmemesi ya da ürettiği insulin hormonunun etkili bir şekilde kullanılamaması durumunda gelişen ve ömür boyu süren bir hastalıktır. Diyabetli hastalarda; aşırı susama, sık idrara çıkma, yorgunluk, kilo kaybı, iştah artışı, bulanık görme, tekrarlayan enfeksiyonlar, ayaklarda-ellerde uyuşma, yaraların geç iyileşmesi görülmektedir. Bu hasarlar sonucunda, diyabet hastalarında; kalp ve damar hastalıkları, inme, böbrek yetmezliği, körlük, sinir hasarı ve diyabetik ayak gibi çeşitli sorunlar sıklıkla görülmektedir. Kan şeker seviyesinin mümkün olduğunca normal seviyeye yakın tutulması, komplikasyon gelişiminin önlemesi için hayatidir” dedi.
“Diyabetin yol açtığı hastalıklara dikkat”
Diyabetin komplikasyonları hakkında bilgiler veren İç Hastalıkları Uzmanı Dr. Muazzez Caymaz ise, “Kan şekeri kontrolünün sağlanamaması durumunda, kısa veya uzun dönem olarak sağlık sorunları oluşmaktadır. Hipoglisemi belirtileri; titreme, terleme, halsizlik, baş dönmesi, sinir, çok acıkma ve baş ağrısıdır. Bu nedenle bolca su veya şekersiz içecek için. Tavsiye edilen öğün planlamanızı takip edin. Öğün planlamanız yoksa diyetisyeninizle görüşün. İlaçlarınızı doktorunuzun söylediği şekilde alın. Kan şekeri seviyeniz sürekli yüksekse mutlaka doktorunuzla veya diyabet eğitmeninizle görüşün. Uzun dönem komplikasyonlarda; kan dolaşımında bozukluklara, körlüğe, böbreklerde, sinirlerde, bacaklarınızda ve ayaklarınızda hasara neden olur. Kan şekeri seviyenizi kontrol altında tutarak, kısa ve uzun dönemli komplikasyonları yaşama riskinizi azaltabilirsiniz” dedi.
“Tedavi sürecinde egzersiz ve beslenme ilaç kadar önemli”
Diyabet hastalığında ilaç tedavisiyle birlikte egzersizin ve beslenmenin önemine dikkat çeken İç Hastalıkları Uzmanı Dr. Ender Çolakoğlu, “Diyabet hastalığı; kalp ve böbrek rahatsızlıkları başta olmak üzere, ciddi sağlık sorununa yol açabilir. Bu yüzden insülin yetersizliğinin zamanında teşhis edilmesi çok önemlidir. İnsülin tedavisi ile amacımız; kan şekerini normal düzeye getirmek, komplikasyonları önlemek, varsa durdurmaktır. Diyabet tedavisinde sadece ilaçlar değil; beslenme, egzersiz, sigaranın bırakılması çok büyük öneme sahiptir. Diyabet tedavisinde; ilaçları veya insülin tedavisi, egzersiz ve beslenme tedavisi bütün olarak ele alınmalıdır. Diyabet, bir yaşam değişikliği projesidir” açıklamasında bulundu.
“Diyabet cinsel hayatınızı etkileyebilir”
Diyabeti olan erkek ve kadınlarda görülen cinsel sorunlar hakkında bilgiler veren Üroloji Uzmanı Prof. Dr. Tahsin Turunç, “Diyabet hastalığı, tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de önemli bir sağlık sorunudur. Diyabeti olan erkeklerin, yüzde 35 85’inde farklı düzeylerde ereksiyonda azalma vardır. Diyabeti olanların, olmayanlara göre ereksiyonda azalma riski, 3 kat daha fazladır. Diyabetin ilk belirtisi olarak, sertleşme sorunu görülebilir. Diyabeti olan kadınlarda; ilişki esnasında ağrı, uyarılmada azalma, cinsel istekte azalmalar görülür” dedi. Konuşmasında, cinsel sorunların tedavisi ile ilgili yapılması gereken koruyucu önlemler ile birlikte uygulanan ilaç tedavilerine değinen Prof. Dr. Tahsin Turunç, ayrıca halk dilinde mutluluk çubuğu olarak adlandırılan penil protez uygulaması hakkında da açıklayıcı bilgiler verdi.
“Diyabet en çok ayakları etkiliyor”
Diyabetik ayak sorunlarından söz eden Ortopedi ve Travmatoloji Uzmanı Op. Dr. Zeki Karaoğlan, “Diyabetin komplikasyonu olarak ortaya çıkan sinir hasarı ve tıkayıcı damar hastalığının birlikte en çok etkilediği organ ayaktır. Tedavisi güç ve önemli bir sağlık sorunudur. Erken teşhis ve tedavi ile ciddi problemler önlenebilmektedir. Kan şekeri kontrolü uzun vadede sağlanamayınca; sinir uçlarının hasar görmesine, küçük ve büyük damarlarda dolaşım problemlerine neden olur. Kan şekeri düzensiz ve yüksek seyreden diyabetli hastalarda sık görülür. Bu nedenle diyabet görülen bireylerde; düzenli olarak ayaklar, özellikle parmak araları dikkatli bir şekilde kontrol edilmelidir. Ayak temiz ve nemli tutulmalıdır. Çorapsız ayakkabı giyilmemelidir. Aynı ayakkabı her gün giyilmemelidir. Ayakkabı giymeden önce içleri kontrol edilmelidir. Nasır, çatlaklar ve yara görüldüğünde mutlaka uzman hekimlere başvurulmalıdır” dedi.
“Sık idrara gitme şeker hastalığı belirtisi olabilir!”
Diyabetik işeme bozuklukları hakkında katılımcıları bilgilendiren Üroloji Uzmanı Op. Dr. Abdulmecit Yavuz, “Şeker hastalığı görülen bireylerde; sık idrara çıkma, aniden sıkışma, özellikle erkek hastalarda idrar akımında zayıflama, idrarı hissetmeme, idrarı boşaltmama, mesanede normalden fazla idrar kalması durumları görülmektedir. Erken evrede aşırı aktif mesane şikâyetleri olan hastalara verilebilecek ilaçlar mevcuttur. İdrar etme güçlüğü olan erkek hastalar prostat büyümesi yönünden değerlendirilmeli ve gerekirse ilaç tedavisi başlanılmalıdır. His kaybı oluşmuş, taşma tipi idrar kaçıran hastalarda böbrek hasarının ve idrar yolu enfeksiyonunu engellemek için temiz aralıklı katater uygulanmalıdır. Bu nedenle Düzenli kontrollerle geri dönüşümsüz hasarlar engellenebilir” dedi.
“Sağlıklı Beslenme Diyabet Hastaları İçin Önemlidir”
Tüm dünyada diyabetli hasta sayısının giderek artış gösterdiğine dikkat çeken Uzman Diyetisyen Eray Albayrak, diyabeti önlemek için beslenme alışkanlığına dikkat edilmesi gerektiğini vurgulayarak, “Yemeklerinizi haşlama, ızgara ve fırında olmak üzere uygun pişirme seçenekleri ile hazırlayınız. Yemeklerinizde katı yağ yerine sıvı yağ tercih ediniz. Vücut ağırlığınızı kontrol altında tutunuz. Günlük posa içeriği zengin besinleri, posa gereksiniminizi karşılayacak miktarlarda tüketmeye özen gösteriniz. Çalışma ve uyku saatlerinizin düzenli olmasına dikkat ediniz. Egzersiz, kan şekerinin iyi metabolik kontrolü olan ve diyabetin kronik komplikasyonlarına sahip olmayan bireyler için uygundur” dedi.
“Obezite diyabet riskini arttırıyor”
Konuşmasında, obezite ve diyabet cerrahisi hakkında katılımcıları bilgilendiren Genel Cerrahi Uzmanı Doç. Dr. Turgut Karaca, “Yaşam şeklimizin bir sonucu olan obezite; Tip 2 diyabet, hipertansiyon, koroner arter hastalığı, kalp yetmezliği, solunum bozuklukları gibi birçok sağlık sorununa neden olmaktadır. Obezitenin en başarılı tedavi yöntemi, cerrahidir. Bariatrik ve metabolik ameliyatlar sonrası obeziteye bağlı yandaş hastalıklar, yüzde 70 - 80 son bulmaktadır. Bariatrik cerrahi sonrası 2, 10 ve 15. yıllarda Tip 2 diyabetin; yüzde 96, yüzde 84 ve yüzde 78 daha düşük bulunduğu gösterilmiştir. Kendi hasta grubumuzda erken dönemde (ilk 6 ay); 34 hastanın 32’si ilacı bırakırken, 2 hastamız ilaç dozunu azaltmıştır. İlacı bırakan hastaların 8’i insülin kullanmaktaydı. Cerrahi sonrası hastalarımız; hem kilolarına, hem de yandaş hastalıklarına veda etti” açıklamasında bulundu.
Konferansın sonunda Diyabetle Yaşam Derneği Hatay Şube Başkanı Süleyman Nayman, konuşmacılara teşekkür belgesi takdim etti.
Yorum Gönder