Baş Dönmesi Deyip Geçmeyin!

06 Nisan 2017 Perşembe 17:32
Bu haber 1400 kez okundu

Özel İskenderun Gelişim Hastanesi Kulak Burun Boğaz Hastalıkları Uzmanı Op. Dr. Seda Selimoğlu Köse, iç kulak kristallerinin yerinden oynaması olarak bilinen vertigo hakkında bilgiler verdi.

Baş Dönmesi Deyip Geçmeyin!

Özel İskenderun Gelişim Hastanesi Kulak Burun Boğaz Hastalıkları Uzmanı Op. Dr. Seda Selimoğlu Köse, iç kulak kristallerinin yerinden oynaması olarak bilinen vertigo hakkında bilgiler verdi.

Vertigo Nedir?

Vertigo, kelime anlamıyla ‘baş dönmesi’ demektir. Dolayısıyla bir hastalık ismi değil, altta yatan hastalığın bir belirtisidir. Bu yüzden baş dönmesi şikâyeti ile başvuran hastalarımızın geniş bir çerçevede araştırılması gerekir.Hastalar bu durumu sadece ‘başım dönüyor ‘ olarak değil, ‘yer ayağımın altından kayıyor’, ‘kendimi boşlukta hissediyorum’, ‘arkaya doğru çekiliyorum’, ‘gözlerim dönüyor’ gibi farklı durumlar olarak tarifleyebilir. Daha hafif durumlarda ise yoğun bir depresif his, yorgunluk, sersemlik, sarhoşluk olarak tanımlanabilir. Bu durumlara baş ağrısı, mide bulantısı, kusma, aniden düşme eklenebilir.

Vertigoya yol açan hastalıklar

1.Pozisyonel vertigo: En sık görülen vertigo tipidir. Bazı baş pozisyonlarında kendini gösteren ani baş dönmesi durumudur. Genellikle dakikalar içinde sonlanır. Tanısı hekimin hastaya yatırarak yapacağı manevralarda anormal göz hareketlerini görmesi ile konur. Düzeltici manevralarla patolojiyi geri döndürmesiyle ise tedavi edilir. Bu düzeltici manevraların birkaç kez uygulanması gerekebilmekle birlikte başarı oranı oldukça yüksektir.

2.Meniere: Kulak içi sıvıların basınç artışına bağlı olabileceği düşünülen bu hastalık son dönemlerde vücut bağışıklık sistemi elemanlarının kulak hücrelerine savaş açması sonucu da ortaya çıkabileceği gösterilmiştir. Meniere çok yönlü bir hastalık olup, en sık görülen formunda genellikle hızlı başlayan ve bir gün boyunca devam eden yoğun baş dönmesi atakları, kulakta uğultu, çınlama ortaya çıkar. Bulantı ve kusma Meniere atağına sıklıkla eşlik eder. Burada önemli nokta, yıllar içinde atak sıklığı ve şiddeti azalırken işitme kaybı derinleşir ve kalıcı hale gelir.

3.Kalp-Damar Hastalıkları:  Tansiyon yüksekliği, geçirilmiş cerrahiler, damar tıkanıklıkları.

4.Santral Sinir Sistemi Hastalıkları: Örneğin geçirilmiş inmeler, multiple skleroz gibi hastalıklar.

5.Orta kulak ve iç kulak arasındaki anormal bağlantılar

6.Orta kulak iltihabı

7.Tümörler

8.Kulağa zararlı ilaçlar

9.Yaşlılığa Bağlı Vertigo

10.Migrenöz Vertigo

11.Boyun Kireçlenmeleri, boyun fıtığı

12.Psikiyatrik Nedenler

Vertigonun Tanı ve Tedavisi

Muayene tanıda çok fazla bilgi vermesine rağmen, hastalığın etyolojisinde birçok neden olması sebebiyle geniş bir araştırma gereklidir. Öncelikle beyin ve omurilik kaynaklı sebeplerin dışlanması acil patolojilerin gözden kaçmaması için önemlidir. Bu sebeple Kulak Burun Boğaz hekimi ile Nöroloji hekiminin birlikte çalıştığı alanlardan biridir.

KBB hekimi, işitme testi ve iç kulakla ilgili denge testi yapar. Eğer nörolojik muayenede sinir sisteminde bir sorunla karşılaşılırsa; EEG, Bilgisayarlı Tomografi veya MR çekilir, ya da hekim bir kalp-damar problemi düşünüyorsa EKG, Ekokardiyografi, Holter gibi kardiyolojik testler yapılır. Tüm bu işlemlere rağmen tanı konulamazsa KBB ve Nöroloji uzmanı dışında hastaya Fiziksel Tıp ve Rehabilitasyon uzmanına ya da bir Psikiyatri uzmanına başvurması önerilir.

Tedavide ise en basit yöntem korunmadır. Hasta özellikle pozisyonel vertigo atağı geçirmişse ani hareketlerden kaçınmalıdır. Eskiden katı diyet tedavileri önerilirken artık bu konuda ciddi kısıtlamalar yapılmamaktadır. Alkol, yoğun kafein ve tuzlu yiyecek tüketiminin atağı arttırdığı biliniyor, bu yüzden hastalarımıza bunlardan mümkün olduğunca kaçınmasını tavsiye ediyoruz.

İlaç tedavileri, denge sistemini kontrol altına alan basit damar genişleticilerden, sinir sistemini etkileyebilecek ilaçlara kadar değişmektedir. Hatta bazı tedavilerde kulak içine iğne yapmak suretiyle uyguladığımız ilaçlar da mevcuttur. Kontrol altına alınamayan baş dönmesi durumlarında ileri cerrahi yöntemler devreye girmektedir. Hastalığın yönetiminin kararı hasta ve hekimin birlikte takibine ve hastalığın seyrine göre değişebilmektedir.

Yorum Gönder