1 Eylül Dünya Alzheimer günü bir mesaj yayınlayan r. Mustafa Hambolat, hastalıkla ilgili olarak şu uyarılarda bulundu: “Alzheimer; unutkanlıkla başlayan, kişinin zihinsel yetilerini elinden alan ve bakıma muhtaç duruma getiren bir hastalıktır. Bu hastalıkla beraberinde psikiyatrik belirtiler de görülebilir, hasta ve ailesinin yaşam kalitesini ciddi derecede düşürebilir.
Alzhemier, dünyada 6.en sık görülen ölüm nedenidir ve her yıl bu hastalığın maliyeti Dünya’ya yaklaşık olarak Altı Yüz Dört milyar dolar olarak hesaplanmıştır. Ülkemizde yapılan araştırmalara göre yaklaşık Dört Yüz bin Alzheimer hastası bulunmakta ve bu hastaların aileleri de hesaba katıldığında geniş bir kitleyi ilgilendiren Halk Sağlığı sorunu ortaya çıkmaktadır. Ayrıca;2050 yılında Türkiye’nin Dünya’da dördüncü en fazla Alzheimer hastasına sahip ülke olacağı düşünülmektedir. Alzheimer hastalığı ve diğer pek çok demans’a erken dönemde tanı konulamamaktadır. Mutlaka detaylı bir şekilde hasta muayene edilmeli ve gerekirse ileri düzeyde detaylı testler yapılmalıdır. Günümüzde yürütülen birçok deneysel ilaç çalışması, erken evrede tespit edilen hastalar ile yapılmaktadır. Bunun nedeni ise, beyinde hücre ölümü daha fazla olmadan önlem almak ve hastalığın seyrini yavaşlatmaya çalışmaktır.
Yapılan araştırmalar hava kirliliğinin yüksek olduğu yerlerde yaşayan kişilerde, bunama riskinin yüksek olduğunu göstermektedir. Uzun süre aşırı gürültüye maruz kalmanın da hastalığa yakalanma ve ilerlemesi açısından olumsuz etkileri olduğu yönünde çalışmalar bulunmaktadır. Görme sorunları ve göz hastalıklarında Alzheimer riskinin arttığını unutmamalıyız. Gün içinde uyuklamaya meyilli kişilerin, özellikle erkeklerde,10 yıl içinde demans gelişme riskinin arttırdığını gösteren kaynaklar bulunmaktadır. Sosyal medya aktivitelerinin özellikle kadınlarda, Alzheimer’a karşı koruyucu özellik taşıdığı bilinmektedir. Alzheimer hastalığının kesin tedavisi olmamakla birlikte, süreci yavaşlatan ve belirtilerin şiddetini azaltan bazı ilaçlar bulunmaktadır. Egzersiz, müzik, sanat, ışık ve diğer tedavilerin hastalığa yakalanma riskini azalttığı bilinmektedir. Düzenli ve dengeli beslenme alışkanlığının, sağlıklı bir beyin oluşumuna neden oldukları yapılan deneylerle sabit olup, nöronların sağlıklı yaşlanabilmesi için yaşam tarzı değişikliklerinin olumlu etkileri bilinmektedir. Yaşam tarzı değişikliklerinden en önemli olanları; doymuş ve trans yağın tüketiminin azaltılması, sebze ve meyve tüketiminin arttırılması, Vitamin E ve B12 tüketiminin arttırılması ve aerobik egzersizlerinin düzenli yapılmasıdır.
Sonuç olarak; Yaşlılık döneminin en tanınır hastalığı olan Alzheimer, gerek bilgi, bulgu ve ilerleyişi, gerekse tedavisine ait çok yönlü yaklaşımları ile gelecek yılların en önemli hastalığı olmaya devam edecektir.”
Yorum Gönder