- İSTE Deniz Bilimleri ve Teknolojisi Fakültesi Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Abdulla Sakallı: ‘İskenderun Körfezi’nde yaşanan denizanası hareketliliğinin dikkatle izlenmesi ve irdelenmesi gerekir’
- ‘Normal şartlarda Haziran aylarında görülmesi gereken denizanalarının bu sıklıkta görülmesi çok nadir bir olaydır’
İskenderun Körfezi’nde olağan dışı denizanası hareketliliği yaşanıyor. İskenderun Teknik Üniversitesi(İSTE) Deniz Bilimleri ve Teknolojisi Fakültesi Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Abdulla Sakallı, İskenderun Körfezi’ndeki denizanası hareketliliğinin dikkatle izlenmesi ve irdelenmesi gerektiğini söyledi.
İskenderun Teknik Üniversitesi(İSTE)Deniz Bilimleri ve Teknolojisi Fakültesi Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Abdulla Sakallı, İskenderun Körfezinde normalde Haziran ayından itibaren görülmesi gereken denizanalarının, bu yıl Mart ayı sonlarına doğru koloniler halinde görüldüğünü belirterek, “28 Mart günü İSTE’nin RV-ISTE 1 araştırma gemisi ile yapılan çalışmada, Körfez’de ortalama her 2 m’de bir denizanası bulunduğu gözlemlenmiştir. Görülen denizanalarının büyüklükleri ve sıklıklarına bakılarak, Körfez’deki su sıcaklığının bu yıl çok erken artmaya başladığı söylenebilir” dedi.
İklim değişikliği, insansal kaynaklı çevre tahribatı ve Körfez suyu sıcaklığındaki artışın bu canlıların görülme sıklıklarını ve periyotlarını ciddi bir şekilde değiştirmiş olabileceğini öne süren Yrd. Doç. Dr. Abdulla Sakallı, “Medüz olarak da adlandırılan denizanalarının bölgemizde normalde Haziran ayı itibariyle sürüler halinde görülmeye başlanması gerekmektedir. Haziran aylarından önce, Körfez bölgesi civarında nadir olarak görülebilen ve bir kısmı zehirli olan denizanaları, bu yıl deniz suyu sıcaklığındaki anomaliler yüzünden Mart ayı sonlarından itibaren geniş koloniler şeklinde görülmeye başlanmıştır” ifadelerini kullandı.
Yrd. Doç. Dr. Abdulla Sakallı sözlerini şu şekilde sürdürdü: “Bu sıklıktaki denizanası kolonilerinin normalde yaz aylarında görülmesi gerekirken, Mart ayı sonlarında Körfezde bu sıklıkta görülmeleri çok nadir bir olaydır. Araştırmacılar için en önemli hususlardan birisi, bu kolonilerin neden bu kadar erken ortaya çıktıklarıdır. Bu konunun iklim bilimciler, fiziksel oşinograflar ve denizanası uzmanları ile birlikte disiplinler arası bir şekilde araştırılması gerekmektedir. Bilimsel araştırmalar, şimdiye kadar denizanası kolonilerinin belli bir bölgede bu denli yoğunlukta olmasını neyin tetiklediğini tam olarak açıklayamamaktadır. Bu konuda uzun soluklu bir izleme projesinin hayata geçirilmesi ve bu izleme projesinde deniz suyunun fiziksel parametrelerinin yanında, atmosferdeki değişiklikler ve çevresel faktörlerin etkilerininde kayıt altına alınıp, yorumlanması gerekmektedir. Zira bazı türleri zehirli olan denizanalarının balık larvaları ve yumurtaları ile beslenmesi ve popülasyonlarındaki ciddi artışlar, tedbir alınmadığı takdirde balıkçılık faaliyetlerini ve tabiidir ki turistik aktiviteleri de olumsuz şekilde etkileyebilir”.
Yorum Gönder