2019 yılının Hatay’ın Anavatan’a katılışının 80.yılı olması münasebetiyle Atatürk Kültür, Dil ve Tarih Yüksek Kurumu ve Atatürk Araştırma Merkezi Başkanlığı tarafından 04 – 06 Nisan 2019 tarihleri arasında Hatay Mustafa Kemal Üniversitesi ev sahipliğinde 'Anavatan’a Katılışının 80.Yılında Hatay' konulu uluslararası sempozyumun açılışı törenle yapıldı.
Tarihî, coğrafi, sosyal ve kültürel zenginlikleri ile özellikle 1939 sonrasından günümüze kadarki tarihi süreçte Hatay’da yaşanan dönüşümlerin yeni bilgi ve belgelere dayalı olarak ele alınacağı sempozyuma Hatay Valisi Rahmi Doğan’ın yanı sıra onur konuğu olarak katılan Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Prof. Dr Ahmet Haluk Dursun, ATAM Başkanı Prof. Dr. Mehmet Ali Beyhan, Hatay MKÜ Rektörü Prof. Dr. Hasan Kaya, Hatay Cumhuriyet Başsavcısı Ahmet Ataman, Antakya Kaymakamı Orhan Mardinli, İl jandarma Komutanı Albay Uğur Ertekin, Hatay’ın önemli isimlerinden Hatay Devleti Cumhurbaşkanı Tayfur Sökmen’in torunu Tarık Sökmenoğlu, Hatay Devleti Başbakanı Abdurrahman Melek’in torunu Mehmet Melek, Hatay Devleti Millet Meclisi Reisi Abdulgani Türkmen’in torunu Dr. Abdulgani Melek ve dönemin tanıklarından Ömer Bayraktar, akademisyenler ve öğrenciler katıldı.
Hatay MKÜ Atatürk Konferans Salonu’nda gerçekleştirilen sempozyum açılış programı saygı duruşu ve İstiklal Marşının okunması ile başladı. Antakya Devlet Konservatuarının hazırlamış olduğu “ Hatay Konseri” ile devam etti. Konserin ardından, sempozyum Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, TBMM Başkanı Prof. Dr. Mustafa Şentop ve Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk’un tebrik mesajlarının okunması ile devam etti.
Protokol konuşmalarında ilk olarak kürsüye gelen Hatay MKÜ Rektörü Prof. Dr. Hasan Kaya, Hatay’ın önemine değinerek, “Tarih boyunca kadim medeniyetlerin merkezi olan, farklı dinleri kültürleri ve anlayışları bünyesinde bulunduran, adını Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün verdiği Hatay; kardeşlik ve barış içinde bir arada yaşama idealizmin sembollerinden biridir. Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün “Hatay benim şahsi meselemdir” dediği süreç ile başlayan mücadelede 29 Haziran 1939’da meclis kendi iradesiyle Türkiye’ye katılma kararı almış ve TBMM kabulü ile Hatay Türkiye’nin bir vilayeti olmuştur. Hatay’ın anavatana katılışı Cumhuriyet ve siyasi tarihimizde önemli bir yer edinmiştir. Ortak bir çabanın ürünü olarak değerli tarih çalışmalarının anlatılacağı bu sempozyumda emeği geçen herkese teşekkür ediyorum” dedi.
ATAM Başkanı Prof. Dr. Mehmet Ali Beyhan, Hatay’ın kadim bir şehir olarak tarihin başladığı coğrafyada yer aldığını belirterek, “Hatay’ın anavatana katılışının yıldönümü İngiltere ve Fransa arasında yapılan ve Osmanlı Devleti’nin Ortadoğu topraklarının paylaşılmasını öngören gizli Sykes-Picot anlaşmasını hatırlatmaktadır. 80 yıl önce Hatay’ın anavatana katılması yolunda başta Milli Mücadelenin lideri Gazi Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere bir çok kişinin emeği, fedakarlığı ve gayreti vardır. Bu sempozyumda iki gün boyunca Türkiye genelinden katılan bilim insanlarımız 77 tebliğ sunacaklardır” dedi.
Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Prof. Dr. Ahmet Haluk Dursun ise Hatay’ın Kuvayı Milliye ruhu ile yerel insan kalitesinin buluşması sonucunda kurtulduğunu belirterek, “Biz Kültür ve Turizm Bakanlığı olarak geçmişten gelen derin kültürümüzü gençlerimize aktarmayı hedefliyor ve bunun için çaba sarfediyoruz. Bu sebeple Anadolu Tarih ve Kültür Birliğini kurduk. Coğrafyaya dost olan, tarih seven, sosyolojiyi merak eden, mimari başta olmak üzere şehircilik anlayışı olan bir nesil yetiştirmeyi amaçlıyoruz. Bu sempozyumda başta Sayın Valim olmak üzere katkısı olan herkese teşekkür ediyorum” şeklinde konuştu.
Son olarak kürsüye gelen Hatay Valisi Rahmi Doğan da “Hatay MKÜ ev sahipliğinde ATAM ile birlikte hazırlanan bu sempozyumun ilimize hayırlar getirmesini ve bize ışık tutmasını temenni ediyorum. Bu gün içerisinde yaşamış olduğumuz surece baktığımızda bu coğrafyanın ne kadar değerli olduğunu görmekteyiz. Bin yıldır bu topraklarda yaşamaktayız. Hatay’ı anlatırken medeniyetler şehri olarak anlatıyoruz. Yüzyıllarca yaşamış, medeniyetler olmuş bu topraklarda ama biz bin yıl yaşamış bir toplumun evlatları olarak bu coğrafyanın zor şartlarına rağmen ayakta durabilmeyi başarmışız. Hatay Müzemizde sergilenen eserler arasında bulunan ve bu şehrin simgesi olan Şüpililema’nın bir elinde başak, bir elinde mızrak vardır. Bununu anlamı bu coğrafyada ayakta durabilmek ancak ekonomik ve askeri açıdan güçlü olmakla mümkündür. Günümüze baktığımızda tamda yüzyıl önce bu coğrafyada yaşananların şimdi tekrar benzer bir şekilde coğrafyamızda uygulanmaya başladığını görmekteyiz. 2011 yılında başlayan Suriye Krizinde Türkiye Cumhuriyeti Devleti yapılması gerekeni yapmıştır. Biz eğer Fırat Kalkanı ve Zeytin Dalı operasyonunu yapmamış olsaydık bugün Hatay’da, Kilis’te, Urfa’da hatta Konya’da Ankara’da bombaların hedefi durumundaydık. Bitti mi? Bitmedi tabiki. Yapmamız gerekenler elbette var. Eğer biz bu coğrafyada güvenli alan olarak tabir ettiğimiz bu bölgelerde gerekli tedbirleri almasaydık milletimizin Türkiye Cumhuriyeti sınırları içerisinde güvenli bir şekilde yaşaması mümkün olmayacaktı. Bugün Hatay Valisi olarak, Zeytin Dalı Hareket Bölgesinden sorumlu bir kişi olarak şunu ifade etmek isterim ki bu bölge gerçekten çok önemli. Bu coğrafya tarih boyunca şiddetli çatışmaların olduğu bir bölgedir. Türkiye Cumhuriyeti güçlü bir devlettir. Hatay’ın anavatana katılmasında başta ülkemizin kurucusu olan Gazi Mustafa kemal Atatürk’e, Hatay Devleti Cumhurbaşkanı Tayfur Sökmen’e, Hatay Devleti Başbakanı Abdurrahman Melek’e, Hatay Devleti Millet Meclisi Reisi Abdulgani Türkmen’e ve Kuvvayi Milliye ruhu ile bizlere bu toprakları bırakan şehit ve gazilerimize şükranlarımı sunuyorum” dedi.
2 gün sürecek Sempozyum vasıtasıyla Hatay üzerine çalışma yapan araştırmacılar, çalışmalarını ulusal ve uluslararası düzeyde sunma şansına kavuşacaklar. Sempozyumda “Tarihi ve Coğrafi Açıdan Hatay”, “Atatürk ve Hatay”, “Hatay’ın İdari ve Siyasi Yapısı”, “Hatay’ın Ekonomik Yapısı” ve “Günümüzde Suriye Olayları ve Hatay” konulu bildiriler sunulacak.
Yorum Gönder