Alevi Kültürünü Araştırma Derneği’nde Gadir Hum Bayramı dolayısıyla ‘Gadir Hum ve İslam’ adlı konferans gerçekleştirildi.
Alevi Kültürünü Araştırma Derneği binasında gerçekleştirilen konferansa Hatay Büyükşehir Belediyesi Belediye Başkan Vekili Filiz Özçörekçi, CHP Hatay Milletvekili Nermin Yıldırım Kara, Saadet Partisi Hatay Milletvekili Doç. Dr. Necmettin Çalışkan, İskenderun Kaymakamı Murat Sefa Demiryürek, İskenderun Belediye Başkan Yardımcısı Cihan Akyürekoğlu, Arsuz Belediye Başkanı Sami Üstün, Prof. Dr. Mustafa Yüksek, MHP Hatay İl Başkanı Mehmet Fevzi Altay, CHP Arsuz İlçe Başkanı Necdet Kıyılı, Arsuz Belediyesi meclis üyeleri, basın mensupları ve bir çok davetli katılım sağladı.
Saygı duruşu ve İstiklal Marşı’nın okunmasıyla başlayan konferans, açılış konuşmasının ardından Şeyh Menna Gündüz’ün Kuran Tilaveti ile devam etti.
Şeyh Hüseyin Şanlı ve Şeyh Davut Tümkaya, “Gadir ve Ehlibeyt” ve “Gadir Hum’un İslama Etkisi “konularında açıklamalarda bulundu.
Açılış konuşmasında şu ifadelere yer verildi; “Geleneksel olarak her sene kutlamakta olduğumuz Ğadir-İ Hum Bayramı konferansına hoş geldiniz. Bugün 18 Zilhıcce 1445 bundan 1392 yıl önce ilahi emir gereği yüce peygamberimiz H.Z. Muhammed’in (Sav) kendisine nazil olan ayette dinin kemale erdiğini, nimetinin tamamlandığı ve din olarak İslam’ı seçtiğini beyan etmiştir. Yüce Peygamberimiz Gadir-İ Hum gününde ümmetine dünya yaşamının artık sonuna doğru yaklaştığını, ümmetin dağılmaması için kendisinden sonra H.Z. Ali’yi vekil ve vasi tayin ettiğini hem Şii hem de Sünni kaynaklar tarafından aktarılmıştır. Yüce peygamberimiz kendisinden önceki peygamberlerin vasi tayin ettikleri birçok kez hadislerinde zikretmiştir.
Buna Göre H.Z.Adem Oğlu Şis ‘İ, H.Z. Nuh Oğlu Sem’i, H.Z. İbrahim Oğlu İsmail’i. H.Z.Musa önce kardeşi Harun’u Vasiyet etmiş kendisinden önce vefat edince Yuşa Ibın Nun’u vasiyet etmiştir. H.Z. Davut Oğlu Süleyman’ı, H.Z. İsa ise oğlu olmadığı için havarisi Şemun’u vasi tayin etmiştir. Dolayısıyla vesayet emrinin ilahi bir emir olduğunu kaynaklarda görmekteyiz.
Günümüz İslam coğrafyasında son otuz yıl içerisinde yaşadığımız olaylar İslam dininin barış hoşgörü ve kardeşlik kavramlarının toplum nezdinde ne kadar kabul gördüğünü takdirlerinize bırakıyorum. Önce Irak’taki işgal, ardından Suriye’deki olaylar bölgemizde kan, gözyaşı ve yoksulluk olarak bütün bölgeyi sefaletin eşiğine getirmiştir. Son günlerde tanık olduğumuz İsrail’in Filistin topraklarını işgal etmesi acımasız bir şekilde çoluk çocuk demeden yaptığı kıyım insanlık adına utanç vericidir.
Acı olan durum ise bölgedeki Müslüman ülkelerin gözlerinin önünde olayların ceryan etmesidir. Bölge ülkeleri ortak bir tutum sergilemedikçe bu işgalin biteceği görünmemektedir. İsrail’in bu tutumunu kınıyor yüce Allah’tan bu büyük günün hürmetine bu bölgede biran evvel barış ve huzura kavuşmasını niyaz ediyorum.
Düşünce vicdan ve din özgürlüğü evrensel değerlerdir. Bu değerler yaşatıldığı ve korunduğu sürece barış ve huzur içinde ortak yaşam sağlanabilir. Bizler bu düşünce kapsamında bugünü resmi dini tatil olarak kabul edilmesi talebini yineliyor, bu bayramın başta ülkemiz olmak üzere Ortadoğu’da ve tüm insanlığa barış, sağlık ve huzur getirmesini diliyor, bayramınızı kutlar saygılar sunuyorum.” (Haber: Şirvan Selçuk)
Yorum Gönder